Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, Ege yolculuğu sırasında tanık olduğu hayat pahalılığı izlenimlerini aktararak, “Susurlukta onlarca yıl boyunca böyle tenhalıkla karşılaşmamıştım. Otoyoldaki mola yerleri de farklı değildi” dedi.
Babaoğlu, “Bu yaz” başlıklı yazısında, şu ifadeleri kullandı:
“Tost, çiğ börek, peynir, zeytin satan yerlerin önünden geçiyorum…
Sinek avlıyorlar. E hani tatil sezonunun en yüksek yerindeydik!
Medyanın anlattığı bin liralık lahmacun, bin beş yüz liraya girilen beach club hikayelerinin ötesindeki durum bu mu?..
Sade insanlar neredeler?..
Yollarda vızır vızır gidip gelen yazlıkçı özel araçlar?
Depoyu bin küsur liraya doldurup, otoyola kredi kartını bıraktıktan sonra bir şeyler yemeye mecalleri kalmıyor mu?”
Kimse onlardan bahsetmiyor.”
“Yöresel ürünler marketi’ denilen alanlarda zeytinyağlar sergileniyor. Minicik ikili süs yağ şişelerinin üzerindeki etiketlerde 680 lira yazıyor. Elini uzatan etiketi görünce elektrik çarpmış gibi çekiyor” diyen Babaoğlu, yazısını “Orta sınıf her şeye rağmen başını dik tutmaya çalışıyor, biliyorum. Ama içinden geçtiğimiz yaz mevsimi bu sınıfın yakasından tutmuş, sarstıkça sarsıyor. Bakalım sonbahar nasıl gelecek?” satırlarıyla sonlandırdı.
Yazının tamamını okumak için